28 Ağustos 2013 Çarşamba

RABBİMDEN BİR HEDİYE:UMRE-1




“Kuşkusuz, insanlar için (yeryüzünde) kurulmuş olan ilk ev, Mekke’deki kutlu ve alemlere hidayet kaynağı olan evdir. Orada apaçık işaretler ve İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse, güvende olur.” (Âl-i İmran, 97-98) 

     Hayatın bizden neyi getirip neyi götüreceği bilinmiyor.Bazen sürprizlerle uyanırız sabaha.İşte bende tam da böyle bir sabaha uyanmışım İsegev yurdunda.Şimdi adı Türgev oldu. (Buradan tanıyabilirsiniz.)

     Duyuru asmışlardı panoya.Yarışma vardı.Kompozisyon yazmamız isteniyordu.Konu geleceğin dünyasında sen neredesin?'Hediyelerini görünce gözlerim bir kere açıldı.Her yurdun bir ve ikincisine umre hediyesi.Nasıl yani bir yazı karşılığı mı umreye götüreceklerdi?Bence bu çok cömertceydi. Umreye gidebilmek için çok büyük bir fırsat çıkmıştı karşıma.Tabi ki de bunu değerlendirecektim.

     Uzunca kafa çatlatmalar dan sonra bitirebildim yazımı.Ve yarışma için hazırdım.Yurdumdan 10 kişi katılacaktı.Diğer yurtları da göze alırsak yaklaşık 100 kişinin katılması bekleniyordu.Ve öyle oldu da.Yarışma günü geldiğinde bir bir okunmaya başladı yazılar.Herkes deli gibi bu hediyeyi kazanmak istiyordu.

     Ve sonuçlar açıklandığında benim ismimi de söylemişlerdi.İnanılmaz bir duyguydu.Şimdi Kabeyi görebilecek miydim ben.O günden sonra Kabe hep gözümün önüne geliyordu.Daha gitmemize 1 hafta vardı.
 
      Hemen bavul giysi hazırlıkları başladı.Tabi ki de ilk aldığım giysi ferace oldu.Şuan ferace çok yaygın.Neredeyse bütün markalar feraceye el attı.Ama benim umre gittiğim zaman çok yaygın değildi.Bende feracenin kalbi olan yere yani Fatih Çarşambaya gidip oradan aldım feracemi.Bir çift rahat ayakkabı da tamam.Ve ne kadar sıcak olursa olsun mutlaka ince bi hırka alınmalı.Çünkü  sabah namazında klimalar çok fena çarpıyor.

     Artık her şey hazırdı. Mekke bizi bekliyordu.25 kişilik kız grubuyduk.Bizimle beraber 2 müdür hanım ve bir de bizim vekaletimizi alan Salih hoca vardı.Soğuk bir şubat gününde kar yağarken, üstümüzde feracelerle bekliyorduk havaalanında .Burası soğuktu ama Arabistan da sıcaklık 30-35 arası idi.Bu sıcağa rağmen yine bile bir çok kişi 'en serin zamanları şimdi Arabistan`ın çok sıcak değildir' diyerek bizi şaşırtıyorlardı.

   

   Pasaport kontrolüne gelmiştik.İnsan orada öyle bi endişeye kapılıyor ki sanki herkes geçecek sen kalacaksın gibi.Ya sen geçemezsin derlerse naparım?diye için içini yiyorsun :) tabikide bunların hiç biri olmuyor.Ama kontrolü yapan görevli bi pasaportuna bide sana baktığı anda ki yüz ifadeleri muhteşem,gayet şirin görünmeye çalışıyorsun ne olur beni de geçir,masumum ben der gibi.

   Veee pasaportunu geri alıp karşıya geçen kişinin sormayın halini.Utanmasak çocuk gibi zıplayacağız.Uçağımız THY aitti.Gerçekten hizmetleri mükemmeldi.Uçuşumuz 2 saat sürdü.İlk Mekke-i Mükerremeye indik.Umremiz toplam 7 gündü.5 gün Mekke-i mükerrem e 2 gün Medine-i Münevvere de kalacaktık.Uçağın kapılarının açılıp ilk adımımı dışarı attığım anda yüzüme vuran o sıcaklığı hiç unutmam.Kardan çıkıp böyle çöl sıcaklarının ortasına dalmayı elbette ki vücudum yadırgamıştı.


Havaalanından otelimizin otobüsü aldı bizi ve otelimize doğru yola çıktık.Her şey ilginç geliyordu bize.




     İhrama uçaktayken girmiştik.O yüzden umre ibadetimiz başlamıştı.Ve Lebbeyk Allahümme Leybbeyk nidalarıda.Çok büyük bi hazdı bu cümleyi söylemek.


     İlk olarak otelimize yerleştik.Kabeye yürüyerek 5-10 dk idi.Buda çok büyük bi kolaylıktı bizim için.

Bavulları bıraktıktan sonra hemen yola koyulduk.Kabeyi ilk görüş.Günlerdir hayal ediyorduk.Nasıl bi duyguydu görmek yeryüzünüz kıblesini.Her namaza duruşunda oraya yöneliyordun,hayal ediyordun ama artık orada kılacaksın namazını.

           “Yüzünü artık Mescid-i Haram’a çevir. Beytullah’ı kıble edin. Siz, nerede olursanız olun                                                                yüzlerinizi O’na çevirin.” (Bakara 2/144) 








       



     Yürüyen merdivenlerden inerken gözlerinizi kapatın dedi Salih hoca ve açın dediğim an açın.HAZIRIZZZZ AÇIN.İşte o an.Göz kapaklarını kaldırıp Kabe-i Muazzamaya baktığın an.Nefesi duruyor insanın.Eminim her insan kendisince bir duygu seline kapılıyor o an.Rabbin ile kendi aranda olan hisler,duygular.Göz yaşlarını tutabilmen imkansızlaşıyor Kabenin heybeti karşısında.

     Umre ibadetimiz için ilk olarak tavafımızı yapıyoruz.Tavafımızı yaparken istediğimiz her duayı yapabiliriz.Özel dualarda var tabi.Tavafımızı bitirince 2 rekatlık tavaf namazını kılıyoruz.

      Ve say ibadeti için Merve ve Safa dağlarına gidiyoruz.Tabi Hacer validemizin yaşadığı zamandan bu yana çok şey değişmiş bu dağlarda.Hacer validemiz oğluna su için kızgın kumların üstünde koşuştururken biz klimalı adeta sarayı andıran bir mekanda borcumuzu ödemeye çalışıyorduk.

  


     Burası Safa dağı,ilk olarak buradan başlıyoruz ibadetimize.Safa ile Merve arasında 7 kez yürüyoruz.Erkekler ise aşağıda ki resimde gördüğümüz yeşil ışıklar arasında koşmaya başlıyorlar.Hacer validemizin zemzem ararken ki koşturmasını hatırlatmak için. 
      
     Rabbimiz umre ve hac ibadeti için say yapmayı farz kılmış.Ne mutlu Hacer validemize ki Rabbimiz ona yaşattığı imtihanı şimdi bütün müslümanlara örnek,ibret olarak olarak tekrarlanması emretmiş.Hacer validemiz aslında köle bir hanım imiş.Ve oğlu ile birlikte verdiği imtihan onu ne büyük şereflere eriştirmiş.SÜBHANALLAH!!

     Birde islamı, kadını kullanarak  alçaltmaya çalışıyorlar,islam köle bir kadını böyle müthiş hediyelerle mükafatlandırdığı halde...

     

    Say ı mızı yaparken durup zemzemimizi yudumlayabiliyoruz.Bütün kolaylık rahatlıklar bizim için.Ve say`ı mızıda bitirince ihramdan çıkmak için saçımızdan bir tutam kestiriyoruz.Ve umre ibadetimiz bu şekilde sonlanıyor.Rabbim tüm müslümanların umrelerini kabul buyursun inşallah.

  Oraya gitmeyen ne kadar yanıyorum aşkıyla,çok istiyorum diye ne diller dökerse döksün inanın gidip yaşadıktan sonra hiç istememişim hiç yanmamışım diyor insan.Niye daha önce gelmedim diye yakınıyor.Bir daha geleyim diye dualar ediyor.Vaktiniz,imkanınız varsa hiç vakit kaybetmeyin,koşun derim.

     
                             “Her kime Kâbe nasip olsa Hüda rahmet eder
                               Sevdiği kişiyi Hak, hanesine davet eder.”
   

                                                                                  Kalbi Kabe de kalan tüm dostlara selam olsun,
                                                                                                  HOŞÇAKALIN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder